147 Source languageThis translation request is "Meaning only". 'The value of things is not the time that they... The value of things is not the time that they last, but the intensity with which they occur. So there are unforgettable moments, inexplicable things and incomparable people. -Fernando Pessoa- Completed translations nesneler | |
149 Source languageThis translation request is "Meaning only". ezik fenerbahce ezik fenerbahce :))))))) takimda 8 brezilyali warmis brezilya ligine katilmaya adaylar :)))) sokakta artik sahipsiz kedi kopek gormek istiyorum. Rakum yada kokarca degil!!!!!!!!! Completed translations fenerbahçe Fenerbahçe taperen! | |
80 Source language Bütün sorularınıza, ayrıntılı cevap verebilmesi... Bütün sorularınıza, ayrıntılı cevap verebilmesi için, bu dile anadili gibi vâkıf olması gerekir. vâkıf olmak: bilmek (to be cognizant of ) cevap: yanıt, karşılık ( answer) ayrıntılı: detaylı ana dil: mother language,mother tongue, native ana dili gibi: native fluency in Completed translations In order to.. | |
| |
872 Source language and she was gone... She chose to walk alone. Though others wondered why. Refused to look before her, Kept eyes cast upwards, Towards the sky.
She didn't have companions. No need for earthly things. Only wanted freedom, From what she felt were puppet strings.
She longed to be a bird. That she might fly away. She pitied every blade of grass For planted they would stay.
She longed to be a flame. That brightly danced alone. Felt jealous of the steam That made the air its only home.
Some say she wished too hard. Some say she wished too long. But we awoke one autumn day To find that she was gone.
Some say she wished too hard. Some say she wished too long. But we awoke one autumn day To find that she was gone.
She chose to walk alone. Though others... The trees, they say, stood witness. The sky refused to tell. But someone who had seen it Said the story played out well.
She spread her arms out wide. Breathed in the break of dawn. She just let go of all she held...
And then she was gone. Completed translations ...ve gitti. och hon var försvunnen... | |
| |
| |
420 Source language GÖZLERİME ÇİZDİM SENİ Geçmiyor günler yine... GÖZLERİME ÇİZDİM SENİ
Geçmiyor günler yine benden habersiz Gidiyorum gidiyorum buralardan sensiz Resmini aldım karşıma ağlıyorum sessiz sessiz Nazımdın yüreğimde esip durdun en derinde Yolcuydum son seferinde indirdin beni kayıp şehirde Bekliyorum seveceğin mevsim bahar geçse de Gözlerime çizdim seni açmaya korkuyorum Büyümüyorum gözlerinde gittikçe küçülüyorum
Ne yağmurlar ne bulutlar yağdı içime sönmedi Senden başkasını sevmedim sevemedim Her şeyi sildim gönlümden bir seni silemedim KIRIK GİTAR - GÖZLERİME ÇİZDİM SENİ Completed translations I drew you in my eyes | |
774 Source language yanlizim.. Seni..ah...seni..arıyorum.. Öyle pişmanım ki...ahın ÖmrÜme.. Ağıtın gönlüme...Ders olsun, lanet olsun... Bu ağlamaktan şişmiş gözler... Suç senin mi? beNim mi? Nasılsa koymaz sana..biliyorum. Sen yoksun.. ve bir daha da olmayacaksin..
Yalanlarınla kalbimi acıtamayacaksın
Karanlık gecelerimde bir daha sen olmayacaksin..
Sana inandığım akşamlar da olmayacak
Birlikte kurduğumuz mavi düşler de olmayacak..
Ve şunu artık bilmelisin ki, Bir daha kalbim senin için çarpmayacak.
Gece çöker,Günler Solar,Gözlerime yaşlar dolar. Ağlama Gözlerim gül artık Mutlu ol gönlünce, Seni bekliyor yaşam. Sensiz ben nefes alamam Buralarda hiç duramam tek başıma yalnız kalamam Senin kokunu özlerim Hep yollarını gözlerim Götür beni gittiğin yere.
Ayrılık, sen yüze inen bir şamarsın, vuran gitti izi kaldı yüzümde. Gözyaşlarımı bir yağmurun damlalarına iliştirdim.. I would like to ask to translate the text in English as good as possible, please. Though i'm not sure if some words are in correct Turkish. Thank you. <edit> with correct Turkish thanks to Cheesecake's notification and edits</edit> (07/16/francky) Completed translations I'm alone | |
| |
| |
| |
| |
| |
88 Source languageThis translation request is "Meaning only". sen ciddi beraber yasayacagin sen ciddi beraberlik yaşayacağın birini ararken ben evliyim senin duygularınla oynadım bu yüzden pişmanım canadian english ________
Diacritics edited. before edits:
"sen ciddi beraber yasayacagin birini ararken ben evliyim senin duygularinla oynadim bu yuzden pismanim"
ciddi beraber yaşayacağın --> ciddi beraberlik yaşayacağın
-handyy- Completed translations while.... | |
147 Source languageThis translation request is "Meaning only". Some Messages Ben Side'den N*****l, tanışmak isterseniz lütfen bana yazın: b*****@hotmail.com. Görüşmek dileğiyle.
Ben Side'den N*****l, e-mail adresim b*****@hotmail.com, bekliyorum. N*****l it's a surname and i tried to hide the email address aswel (b*****@hotmail.com).The second part of my request is another message.
Before edit: ''ben N*****l sideden tan??ak isterseniz lütfen bana yaz?n b*****@hotmail.com görü?mek dile?ile
sideden N*****l ben b*****@hotmail.com bekliyorum'' Completed translations Quelques messages. Alcuni messaggi Unele mesaje Some Messages | |
148 Source language Grenwheel adlı bulusunuzla ilgileniyorum.Çok... Grenwheel adlı buluşunuzla ilgileniyorum. Çok güzel bir buluş sizi tebrik ediyorum.
Bu buluşun satışı ve pazarı hakkında bilgi edinmem mümkün mü? Yardımcı olursanız sevinirim. deneme
--- Diacritics edited (by handyy). before editing:
"Grenwheel adlı bulusunuzla ilgileniyorum.Çok güzel bir bulus sizi tebrik ediyorum.
bu bulusun satısı ve pazarı hakkımda bilgi edinmem mumkunmu.yardımcı olursanız sevinirim." Completed translations Grenwheel | |
| |
| |
| |